Vücudumuzun büyük bir kısmı, yani yaklaşık yüzde 60’ı sudan oluşuyor. Özellikle yazsıcakları kendini gösterdiğinde, bu hassas dengeyi korumak, sağlığımız için adeta bir zorunluluk haline geliyor. Peki, bu kadar önemli olan suyu özellikle yaz aylarında yeterince almazsak ne olur? Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Veysel Kıdır, yazın terleme ve buharlaşmayla artan sıvı kaybının yerine konmaması durumunda organ fonksiyonlarımızın olumsuz etkilenebileceğini vurguluyor. Ancak Kıdır’ın asıl büyük uyarısı güneş çarpmasıyla ilgili: “Güneş çarpması, hayati tehdit oluşturan acil bir durumdur. Belirtiler fark edildiğinde hızlıca müdahale edilmelidir.”
YAZ AYLARINDA SU TÜKETİMİ ARTMALI
Vücudun sağlıklı şekilde çalışabilmesi için suyun temel gereksinim olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kıdır, “Hücrelerin, dokuların ve organların görevlerini yerine getirmesi için yeterli su alımı şarttır. Özellikle yaz aylarında terleme ve buharlaşma yoluyla artan sıvı kaybı, yerine konmadığında ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir” diye konuştu.
RİSK GRUBUNDAKİLER DİKKAT!
Sıcak havalarda daha dikkatli olunması gereken grupları sıralayan Doç. Dr. Kıdır, “İleri yaştaki bireyler, kalp hastaları, diyabet ve hipertansiyon hastaları, böbrek yetmezliği olanlar ve çocuklar sıvı kaybına karşı çok hassastırlar. Bu kişilerin yeterli sıvı alımına daha fazla özen göstermesi gerekir” dedi. Yetişkin bir bireyin günlük ortalama 2 ila 2,5 litre sıvı alması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Kıdır, “Bu miktar kişinin kilosu, fiziksel aktivitesi ve ortam ısısına göre değişkenlik gösterebilir. Özellikle kalp ve böbrek hastalarında sıvı ihtiyacının bireyselleştirilmesi önemlidir. Yaz aylarında bu miktarın daha da artırılması gerekebilir” ifadelerini kullandı.
GÜNEŞ ÇARPMASI HAYATİ TEHDİT OLUŞTURABİLİR
Güneş çarpmasının ciddiyetine değinen Doç. Dr. Veysel Kıdır, “Güneşin altında uzun süre kalmak, yeterli sıvı almamak vücut ısısının artmasına ve güneş çarpmasına neden olabilir. Şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma, bilinç bulanıklığı, tansiyon düşüklüğü, terleme azalması gibi belirtiler görülebilir. Bu durumda hasta hemen serin bir yere alınmalı, kıyafetleri çıkarılmalı ve vücudu suyla ıslatılmalıdır. Bilinci açık ise sıvı verilmelidir. Bilinci kapalı hastalara ise su verilmemelidir, acilen sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” diye konuştu.
MEYVE, KOLA, ÇAY SUYUN YERİNİ TUTMAZ
Su yerine başka sıvıların tercih edilmemesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Kıdır, “Sulu meyveler sıvı ihtiyacına katkı sağlasa da suyun yerini tam anlamıyla tutmaz. Fazla meyve tüketimi kan şekerini yükseltebilir ve karaciğer yağlanmasına neden olabilir. Aynı şekilde çay, kahve, şekerli ve gazlı içecekler de su yerine geçmez. Hatta çay ve kahvenin idrar söktürücü etkisi nedeniyle sıvı kaybını artırdığı bilinmektedir” şeklinde konuştu.
VÜCUT AĞIRLIĞINA GÖRE SU HESABI
Yaz mevsiminde su ihtiyacının artacağını belirten Doç. Dr. Kıdır, “Genelde kilo başına 35 cc üzerinden su ihtiyacı hesaplanır. Ancak sıcak havalarda terleme ve buharlaşma yoluyla yaşanan kayıplar göz önüne alınarak bu miktarın üzerine çıkılması önerilmektedir” ifadelerini kullandı.
