Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Katar Buyruğu Pir Temim’le imzaladığı mutabakatla Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk hissesinin Katar Yatırım Otoritesi’ne devredilmesini pahalandıran CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, “Şu anda batan geminin malları misali Türkiye’nin ulusal serveti yağmalanıyor. Türkiye bu gidişle Katar’ın müstemlekesi haline gelecek” derken eski Katar Büyükelçisi Mithat Rende, “Türkiye’nin yabancı sermayeye gereksinimi var; bütün sorun yabancı sermayenin hangi şartlarda geleceği. Sıcak para girer, ama hiç ummadığınız anda bir gecede çıkar. Asıl problem, yatırımın istihdama yönelik alanlara kanalize edilmesinde” diye konuştu.
Katar Buyruğu Pir Temim bin Hamad el Sani’nin evvelki gün Ankara’ya yaptığı ziyarette Türkiye ve Katar ortasında imzalanan 10 mutabakat ile Borsa İstanbul’un Türkiye Varlık Fonu’na ilişkin olan yüzde 10’luk payı açıklanmayan bir bedelle Katar Yatırım Otoritesi’ne devredilirken Antalya Limanı ve İstinyePark’ın yüzde 42’lik payı Katar Yatırım Fonu’na satıldı.
Katar ile yapılan muahedeleri pahalandıran CHP’li Erdoğdu, “Türkiye’de şu anda kur çok yüksek olduğu ve münasebetiyle Türk Lirası öbür para üniteleri karşısında çok bedelsiz olduğu için Türk varlıkları da son derece bedelsiz. Katar, memleketler arası arenada finansal olarak riskli ülkelerden kabul ediliyor. Ulusal servetimizin, döviz rezervlerimiz eriterek 70 sente muhtaç bir haldeyken haraç-mezat satılmasının gelecekte çok ağır sonuçlarıyla karşılaşacağız. Halihazırda Katar’la devam eden bir swap muahedesi var, Merkez Bankası bu yükümlülükleri karşılamakta bile zorlanıyor” dedi. İktidarın dış finansmanda değerli ölçüde Katar’a bağımlı hale geldiğini söyleyen Erdoğdu, “Enerjide büsbütün Rusya’ya bağlanmak ne kadar tehlikeliyse dış finansmanda Katar’a bağlanmak o kadar tehlikelidir. Erdoğan’ın bir kelamını ben hatırlatmak istiyorum: Borç alan buyruk alır, Türkiye bu gidişle Katar’ın müstemlekesi haline gelecek. Son çıkan servet aklaması yasası var. ‘Kaynağı ne olursa olsun, dışarıdan para gelsin’ formunda bir yasa da çıkardılar. Katar’la gri süreçler yapıyorlar, bunlar kuşku doğurucu işler” diye konuştu.
“TEK ALICI KATAR”
Borsa İstanbul paylarının hiçbir rekabet olmadan Katar’a verildiğine dikkat çeken Erdoğdu, “Şu an Türkiye iktisadı tabana vurmuş durumda. Daha sağlıklı sermaye gelebilecek piyasalardan para gelmediği için Türkiye’nin varlıkları yok değerine satılıyor, batan geminin mallarına döndü. Varlığın değerinde satılması için rekabet olması gerekiyor. 70 sente muhtaçsınız, hiçbir ülke döviz göndermiyor, Katar tek alıcı olarak ne verirse o paraya satılmış olacak” dedi. Borsa İstanbul’un yüzde 10 payına sahip olan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) bu paylarını sattığını anımsatan Erdoğdu, “EBRD, etik nedenlerle payını sattı. Siz kör, parmağın gözüne formunda Halkbank davasından bir halde yargılanmış birini getirip Borsa İstanbul’un başına getirirseniz olacağı budur. Şu an prestijiyle Türkiye iktisadının çökmesinin sebebi, adalet ve demokrasinin çökmesidir. Artık kimseyi yapısal ıslahatla kandırmanın bir manası yok. Türkiye’de adalet ve demokrasi restore edilmeden Türkiye iktisadının kurtulması mümkün değil” dedi.
“AYRICALIKLARDAN KELAM EDİLİYOR”
2007-2009 yılları ortasında Türkiye’nin Doha Büyükelçiliği misyonu yapmış olan emekli büyükelçi Mithat Rende ise Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, Türkiye-Katar bağlantılarının son devirde girift bir hale geldiğine dikkat çekerek “Doha’da büyükelçilik yaptığım periyotta Türk-Katar ticari ve ekonomik bağlarının geliştirilmesi için çeşitli adımlar atıldı ve ekonomik bağlarda gelişme sağlandı. Ben ayrıldıktan sonra işin siyasi boyutu daha ön plana çıktı, Arap Baharı’nda iki ülke de İhvan hareketini desteledi, 2017’de Katar’a yönelik Suudi Arabistan’ın başını çektiği ambargo karşısında Türkiye’nin takındığı tavır, Türkiye-Katar Askeri İşbirliği Anlaşması’nın 24 saat içinde TBMM’den geçirilmesi, tüm bunlar bağlantılara ekonomik ve ticari boyutun yanında siyasi bir boyut kazandırdı” dedi.
Katar’ın, Suudi Arabistan’ın başını çektiği Arap ülkelerinin ablukasıyla müsabakasının, Katar’ın Türkiye’deki yatırımlarını artırmasında tesirli olduğuna dikkat çeken Rende, “Katar, doğalgaz ihracatı münasebetiyle büyük oranda bütçe fazlası veren bir ülke, İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da büyük yatırımları var. Ancak Katar’ın en büyük yatırım alanlarından biri Dubai, oburu de Beyrut’tu. Katar’ın bozulan ilgileri ve Lübnan’ın iç siyasi durumu nedeniyle daha evvel Dubai ve Beyrut’a kanalize edilen Katar fonları İstanbul’a yönlendirildi. “Tabii bizim bilemeyeceğimiz kendilerine tanınan ayrıcalıklardan da kelam ediliyor. Şeffaflık aranıyor, toplum bunların hangi şartlarda verildiği bilmek istiyor” sözlerini kullandı.
“SATIŞA NASIL KARAR VERİLDİ?”
CHP Küme Başkanvekili Engin Özkoç ise dün düzenlediği basın toplantısında, “Tank palet fabrikasının Katar ordusuna ve BMC’nin sahibi Ethem Sancak’a peşkeş çekildiğini” söyleydi. Özkoç, “‘Bir yıl içerisinde Türkiye ulusal tankı üretecek’ dediler. Ortadan 2 yıl geçti. Tank var mı ortada? Yok. Kim ihya oluyor bundan? Milletimiz mi, Türkiye Cumhuriyeti ordusu mu? Buradan ihya olan Katar ve Ethem Sancak. Kanal İstanbul’un yararı var mı? Hayır. Ekolojik istikrarları bozuyor mu? Evet. İhaleden sonra İstanbul’un etrafındaki yerlerin büyük bir kısmını Katar buyruğunun annesi kapattı” diye konuştu. Özkoç, en çok parayı futboldan kazanan Digiturk ihalesini Katar’ın kazandığını anımsattı. CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi de Borsa İstanbul’un yüzde 10 payının Katar’a devredilmesini TBMM gündemine taşıdı. Hakverdi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde Katar ile imzalanan protokolün kurallarının açıklanmasını istedi.
Cumhuriyet
